Demokrasi ve Darbeler

Demokrasi; liberal, komünist, muhafazakâr ve faşist hemen her sistemin kendisini demokratik tanımlama çabasına kurban gidiyor. Birçok farklı tanımlaması ve türü olan demokrasi günümüzde en kabul gören ve en işlevsel yönetim şeklidir. Antik Yunanda ortaya çıkmış ve şehir devletlerinin nüfusunun az olması ile her bireyin yönetime katılması ile uygulanmaya başlanmıştır. Genişleyen sınırlar ve artan nüfus farklı uygulamalarıyla demokrasiye yeni türler kazandırmıştır. Böylece günümüzdeki uygulama türleri ( çoğulcu demokrasi, çoğunlukçu demokrasi, doğrudan demokrasi vb. ) ortaya çıkmıştır. Her bireyin eşit haklara sahip olduğu ve çoğunluğun yönetimi olmaktan ziyade; azınlığı, çoğunluğun tahakkümünden kurtarmak olarak anlaşılmalı ve uygulanmalıdır demokrasi. Darbe ise devlete bağlı askeri kurumların anayasal olmayan yollarla yönetime el koyması ve iktidarı devirmesi olarak tanımlanabilir. Demokrasi ve darbe sözcükleri, anlamları itibariyle asla bir araya gelemeyecek iki kavram olmalarına rağmen ülkemizde bu iki sözcüğün birlikte kullanılmasına çok alıştık. O derece ki darbelerin demokrasi yanlısı olduklarını, hatta daha ileri giderek demokrasi için gerekli olduklarını savunanlar dahi Türk düşünce dünyasında yer aldı. Demokrasi için darbe yapıldığı iddialarının yanlışlığı, darbelerin getirdiklerinin ve götürdüklerinin analizi veya darbe aralarına sıkışan demokrasinin ne kadar demokrasi olduğunun tahlili ile anlaşılabilir. Fakat bu noktada niçin ülkemizde sivilleşmeye giden yolda bir mesafe kat edilemiyor ve askeri müdahale meşru görülebiliyor bunu araştırmak ve biraz bunun üzerinde durmak sanıyorum oldukça gerekli. Tarihi geçmişine bakıldığında, Türk toplumları asker odaklı bir yapıdan gelir ve ülke yönetimin ve düzeninin askeri düzenlemelere bağlıdır. Şöyle ki, Orta Asya’da kurulan devletler ordu devletleriydi, Anadolu coğrafyasında kurulan devletlerde ise ikta ve tımar sistemi ekonomik, sosyal ve siyasal yapının orduya göre düzenlendiği görülür. Yanı sıra ülke başkanları aynı zamanda ordu başkanlarıdır. Böylesi bir geleneğin ışığında ordunun kendisini devletin asıl sahibi ve en değerli yapısı olarak görmesi yadırganacak bir sonuç değildir. Demokratik bir cumhuriyet olmak için atılması gereken hayati adımlardan biri olan sivilleşmiş ve halk iradesine dayalı bir yönetimin sağlanması için toplumumuzdaki bu askeri yapılanma ruhunun tehlikelerini görüldüğü bazı dönemler olmuş ve çeşitli önlemler alınmaya çalışılmış fakat başarılı olunamamıştır. Ordunun kendisini devlete malik görmesinin ilk yansımaları Osmanlı’da devlet adamlarına yeniçerinin müdahalesi ile kendini göstermeye başlamış hükümdar değişiklikleri ve öldürülmeleri ile başlamış ve günümüze kadar gelmiştir. Osmanlı ve Türkiye’de ordu ekonomik nedenler, statü kaygıları ve ülkeyi halka rağmen halk için koruma güdüleriyle siyasete dâhil olmuştur. Öncelikle ordu, gelişen dünya düzeninde kendisinin ülkeyi iç ve dış askeri tehlikelere karşı koruyacak değerli bir yapı olduğunu, bunun haricinde kendi kendini yetkilendirerek üstlendiği görevlerin demokrasi ile bağdaşamayacağını anlamalıdır. Siyasetin sivillerce yapılması gerektiğini ve devletin en önemli yapısının ancak birey olduğunu kavraması gereklidir. Ancak bu gerçekler anlaşıldığında ve uygulamaya geçtiğinde gerçek demokrasiden bahsetmeye ve ona yaklaşmaya başlarız. Tabi ki bunun yalnız askerce değil diğer tüm devlet kurumlarınca benimsenmesi gerekmektedir. Ve belki de bu süreçte en önemli görev halkın kendisine düşmektedir. Her birey hak ettiği devlet yönetiminde gerçek söz sahibi olma konumuna gelmek için suskun ve sinmiş olmaktan kurtularak bu süreci başlatmalı ve demokratik bir şekilde ifade ve temsil gücü bulmalıdır.

Cumhuriyet Bayramimiz Kutlu Olsun

Bulundugumuz mekana renk vermiyorsak asimile oluyoruz demekmis. Asimile olmak kotu, peki herkes rengini versin. Resim dersi; tum renklerin karisimi: SIYAH.

Siyah yani kara yani karanlik. Karanlik kotu. Babaannem: şavki ac kizim, ben: peki babaanne. Karanlik aydinlanmali… Nazim: Sen yanmazsan ben yanmazsam nasil cikar bu karanliklar aydinliga. Yaniyoruz, nasil? Ates.

Ates yakici. Dustugu yeri yakar, Funda arar. Google cevaplar.

Google.Yeni dunyanin ansiklopedia britania si . Britanya; monarsi.

Monarsi, adil degil. Yerine cumhuriyet. Ne zaman 29 Ekim yani bugun. Iyi bayramlar.

Iyi zaten iyi, bayram zaten guzel!

Yasasin cumhuriyet bayrami, burada iyi ve guzel icin cabalayan bodaslama mantigima son veriyorum…nice mutlu ve anlamli bayramlara…

 

Mavi Kapak Toplama Kampanyasi

Duyarli yazi. Genelde duyarli kelimesi bana dogayi cagristirir nitekim biraz oncede boyle oldu. 15 dklik duyarli bir yazi yazmam kiramayacagim bir otorite tarafindan istendi ve ben basliyorum. Hayal kirikligina ugrattigim birileri varsa ozur dilerim. Aslinda tam olarak ne yazacagimi bilmesemde bugun ogrendigim sevimli bir kampanyayi paylasarak baslayabilirim sanirim. Proje kapsaminda pet sise kapaklari toplaniyor ve bu toplanan kapaklar tekerlekli sandalyelere donusuyor. Oldukca ilginc ama bir okadar da kolay olan bu projeye katiliminiz cok basit. Sadece mavi kapaklari biriktirmeniz yeterli. Facebook grubu araciligiyla proje yoneticileri ile iletisime gecip daha detayli bilgi alabilir ve de kendi universitenizde, kurumunuzda, sitenizde hatta sehrinizde bu projeyi devam ettirebilirsiniz. Projenin tam adi : Mavi Kapak Toplama Kampanyasi.

Umarim ilginizi cekmis, hosunuza gitmistir. Bana kalirsa son zamanlarda duydugum en guzel kampanyalardan biri bir tasla iki kus. Dusunenlere sonsuz tesekkur ediyorum, katilimin oldukca genis olmasini diliyorum.

Bununla baslayip devam etmeyi dusunmusum sanirim yazinin basinda fakat ben burada noktaliyorum.

Benden simdilik bu kadar. Iyi geceler…

Esra Dundar

 

Gonullu Okuyucular Araniyor :)

Altinokta Korlere Hizmet Vakfinin duyurusunu aktariyorum ;

GÖNÜLLÜ OKUYUCUMUZ OLUR MUSUNUZ?

Altınokta Körler Eğitim Kültür Merkezi bünyesindeki ses kayıt stüdyomuzda, yine aynı merkezde bulunan kütüphane aracılığıyla görme engellilerin hizmetine sunulmak üzere kitaplar seslendirilmektedir. Tamamen gönüllü okuyucular aracılığıyla, profesyonel kuşullarda sürdürdüğümüz bu çalışmamıza haftada birkaç saatinizi ayırarak destek olmak isterseniz lütfen bizimle iletişime geçiniz. İlginiz için teşekkürler.

iletişim
Stüdyo Sorumlusu
Müberra Ellialtıoğlu
0545 875 13 97
0312 363 77 46 /134

Vakif ve diger faaliyetler hakkinda detayli bilgi icin;
http://www.altinoktavakif.org.tr/index.php

rengarenk gonulluler :)

Biraz once arkadasiminda gonullu oldugunu ogrendigim oldukca guzel bir projeyi hemen paylasmak istiyorum; Turkiye Ugur Bocekleri Projesi. Adi gibi sistematigide sevimli duzenenmis bu projeyle toplumsal gelisim hedeflenmis. Ve bu gelisim sizin vereceginiz seminerlerle mumkun. Eger sizde benim gibi iyi ama ben daha once hic seminer vermedim, nasil yaparim ne anlatirim diyerek cekiniyorsaniz hic korkmayin cunku egitimcinin egitimide gayet guzel dusunulmus. Hem kendinizi hem cevrenizi onlarin deyimleriyle üretken, hedefler koyan, ülkesini seven, mücadele eden, birbirine saygılı, iletişime açık ve yüzü gülen bir toplum haline getirmek için sizinde icinizde kipirtilar olustuysa asagidaki linke bir gozatin. Fakat acele etmelisiniz cunku egitimler cok sik duzenlenmiyor. Uzatmadan sizi TUP ile basbasa birakiyorum;
http://www.ugurbocekleri.org/index.php/ana-sayfa

Merhaba, ben bir dost !

BM nin uzaylilarla iliskiye gecmesi icin ve dahasi uzaylilari insan etkisinden korumak icin bir elci atadigi su gunlerde benimde artik blogum olsun dedim. Tam anlamiyla ne yapmak istedigimi bilmiyorum sadece hepimiz icin guzel sonuclar doguracak yeni fikirler, projeler uretip tartismak, gelistirmek ve uygulamaya gecirmek icin bir adim atmak istiyorum.
Kim bilir, bir gun insanlari korkulacak bir tur olarak atfetmekten kurtulurda torunlarimiza dunyanin nasil daha yasanabilir bicime geldigini anlatip gururlanmak istersek bir km tasi olamasa da en azindan bir mum yakmis olmanin huzuruyla daha kolayca kahramanlik hikayeleri duzebiliriz 🙂

Hello world!

Welcome to WordPress.com. This is your first post. Edit or delete it and start blogging!